TOPLAM HAT UZUNLUĞU
|
76,3 km
|
Yüzeysel Metro Kesimi Uzunluğu
|
63 km
|
-Yüzeydeki
İstasyon Sayısı
|
37 adet
|
Demiryolu Boğaz Tüp Geçişi Kesimi
Toplam Uzunluğu
|
13,6 km
|
-Delme
Tünel Uzunluğu
|
9,8 km
|
-Batırma
Tüp Tünel Uzunluğu
|
1,4 km
|
-Aç
– Kapa Tünel Uzunluğu
|
2,4 km
|
-Yeraltındaki
İstasyon Sayısı
|
3 adet
|
İstasyon Boyu
|
225 m (en az )
|
Bir yöndeki yolcu sayısı
|
75.000 yolcu/saat/tek
yön
|
Maksimum Eğim
|
‰ 18
|
Maksimum Hız
|
100 km/saat
|
Ticari Hız
|
45 km/saat
|
Tren Sefer Sayısı
|
2-10 dakika
|
Araç Sayısı
|
440 (2015 Yılı )
|
Cevap : Batırma Tüp Tünel (Immersed Tube Tunnel) tasarımlarda, muhtemel batık gemi yükleri her zaman dikkate alınır. Bu tür yükler standart el kitaplarında da tanımlanır. Mesela Yöntem Vaziyet Raporu'nun (State of the Art Report) 54-59 sayfalarında batık gemi yüklerinin değerlendirilmesini bulabilirsiniz:
http://www.ita-aites.org/cms/fileadmin/filemounts/general/pdf/ItaAssociation/ProductAndPublication/WorkingGroupsPublication/WG11/Tust_Vol_12_2_83-355.pdf
Demiryolu Boğaz Tüp Geçişi İnşaatı işinin Sözleşme dokümanlarına göre Yüklenici firma batık gemi yüklerini dikakte almak zorundadır. Bununla birlikte projedeki batırma tüp tünel, çok şiddetli depreme ve yüksek su basıncına dayanacak şekilde tasarlandığından batık gemi yükleri bunlara göre nispeten daha küçük kalmaktadır.
Soru : Tüp geçisin üzerinde yer alacağı Boğaz bölgesindeki zeminin ciddi bir sıvılaşma riski taşıdığı ve deprem anında tüplerin bükülerek kırılabileceği iddiası doğru mu?
Cevap: Boğaz'daki mevcut zemin koşulları,
sismik olaylarla ilgili gerekliliklerin tespit edilmesinde büyük önem taşıyan
bir konudur. Biri 1985'te, diğeri son derece gelişmiş ekipmanlar kullanılarak
2003 yılında gerçekleştirilmiş olan araştırmalar olmak üzere bugüne kadar iki
önemli araştırma yapılmıştır. Ayrıca Yüklenici, mevcut araştırmalara ilaveten
kendi araştırmalarını yapmakla mükelleftir. Yüklenicinin yapacağı bu
araştırmalar mevcut bilginin tamamlanması ve doğruluğunun teyit edilmesi
amacını taşıyacaktır.
Bu araştırmalardan elde edilen bilgilerin tümü,
mühendislere zemin koşulları ve karşılaşılacak sismik fenomenler ile ilgili
ortaya çıkabilecek muhtemel sorunlar hakkında iyi bir fikir vermiş olup vermeye
de devam etmektedir. Genelde Boğaz'da mevcut zemin koşulları Batırma Tünel'i
taşımaya elverişlidir ve öngörülen kati ve değişken oturmalar batırma tipi bir
tünelin kanıtlanmış teknolojik ve performans sınırları dahilindedir.
Sıvılaşma çok iyi tanınan bir fenomendir ve oluşması
riskini ortadan kaldırmak için kullanılan kanıtlanmış yöntemler bulunmaktadır.
Günümüzde sıvılaşmanın, gerçekleştiği takdirde deniz yatağından yaklaşık 22 metreden
daha derinde oluşabileceğine dair hiç bir kanıt bulunmamaktadır. Söz konusu
bölgede Batırma Tünelin temel tabakasının alt yüzeyi deniz yatağının yaklaşık
16 metre altında bulunacaktır, dolayısıyla, emin olabilmek için, gerekebilecek
zemin ıslahının tünel temel tabakasının 6-9 metre altındaki tabakada yapılması
gerekebilecektir.
Soru : Batırma Tünel yerine delme tünelin
daha risksiz olduğu ve ucuza mal olacağı söyleniyor. Gerçeklik payı nedir?
Cevap: Hangi tünel tiplerinin ve
tekniklerinin Boğaz Geçişi için kabul edilebilir olduğuna dair değerlendirme
yapılırken kullanılan temel prensipler :
“Dengeli bir yaklaşım” esasına dayandırılmıştır. Bu da
değerlendirmelerin çeşitli açılardan yani maliyet/verimlilik, potansiyel
güzergahlar,inşaat sürecinde güvenlik, inşaat zamanı, çevre ile ilgili konular
açısından yapılmasını gerektirmektedir.
Ayrıca, kullanılan tekniklerin kanıtlanmış teknikler olması
gerekmektedir.
Uzun yıllardır sürdürülen çalışmalar sonucunda her iki tip
ile ilgili avantaj ve dezavantajlar ortaya çıkmıştır. Bu avantaj ve
dezavantajların değerlendirilmesinden sonra Batırma Tünel tipinin tercih
edilmesi seklinde bir sonuca varılmıştır.
Soru: Batırma tünelin gereksiz yere çok
pahalıya mal olacağı söyleniyor. Gerçeklik payı nedir?
Cevap: İki farklı çözümle ilgili yapılacak
maliyet mukayeseleri ancak sadece gerçekleştirilmiş projeler ve fiili
tekliflerden elde edilen deneyimler göz önünde bulundurarak yapılan tahminler
esas alinarak gerçekleştirilebilir.
Kesin rakamlar mevcut değildir, ancak delme tünel olarak
inşa edilen Tokyo Körfez Geçişi projesine ait bazı toplam rakamlar ve Tüp Geçiş
için verilmiş tekliflere ait rakamlar da bilinmektedir.
Her iki Projeye ait rakamlar depremle ilgili olan güvenlik
tedbirlerini almak için gerekli tüm çalışmaları kapsamaktadır.
Tokyo Körfez Geççisinde kullanılan ve Boğazı geççe
durumunda da kullanılacak olan 14 metre çaplık Delme Tünel Tüpünün kilometre
başına düsen fiyatı yaklaşık 250 milyon dolar'dır.
Planlanan Batırma Tünelin kilometre başına düsen fiyatı
yaklaşık olarak 140 milyon dolar'dır.
Soru : Japonların bu tünel deneyimini Kobe
depreminde çok pahalıya ödedikleri ve Türkiye'de bu riskin alınmaması gerektiği
söyleniyor. Bu konuda ne düşünülüyor?
Cevap: Sismik olarak aktif bir bölgede
batırma tünel yapmak yeni bir şey değildir. Dünyada ayni şartlar altında bir
çok Batırma Tünel tasarlanmış ve yapılmıştır. En ünlü olanlardan iki tanesi San
Francisco USA' deki BART tüneli ve Kobe Tüneli olarak da bilinen Japonya'daki
Güney Saka Limanı Tünelidir.
Bu tünellerin çok ünlü hale gelmelerinin nedeni geniş çaplı
ölçümle test edilmeleri ve her ikisinin de hiç bir hasar almadan depremden
kurtulmalarıdır. BART Tüneli 1989'da ve Güney Saka Limanı Tüneli de 1995'de
güçlü bir depreme maruz kalıp yıkılmamıştır.
Boğaz Geçiş Tüneli 7.5 büyüklüğünden (moment magnitude)
aşağı olmayan bir depremi karşılamak üzere tasarlanacaktır ve Marmara Denizinde
Prenses Adalarının biraz güneyinde olan Kuzey Anadolu Fay Hattından yaklaşık
olarak 20 kilometre uzaklığa yerleştirilecektir, bu nedenle Boğaz Geçişi
Batırma Tüneli bir çok açıdan Kobe tüneliyle benzerlikler göstermektedir.
Deprem olduğu zaman BART Tünelinin işletim halinde olduğu
ve trendeki bir çok kişinin bölgeyi sarsan titreşimleri hissetmediği
bildirilmiştir. Güney Saka Limanı Tüneli ise deprem olduğu zaman yapım
aşamasında olduğu ve bu durum normalde tünel bittikten sonra depreme maruz
kalmasından çok daha tehlikeli bir durum olarak nitelendirildiği halde hasar
görmemiştir.
Depremden sonra her iki tünel de dikkatli bir şekilde
incelenmiş ve izlenmiş olup gözlemlenen deformasyonlar kabul edilebilir tasarım
parametreleri içinde bulunmuştur.
Görüldüğü gibi Kobe depreminin de çok pahalıya ödenen bir
tüp tünel deneyimi olmadığı gibi tam tersine literatüre geçen bir başarı
olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder